Son zamanlarda biraz sıkıntılı günler yaşadığımı biliyorsunuz hepiniz... Güçlü olmak adına kendimi iyileştirmeye çalışıyorum WoW'daki "Healer" edasıyla :)
Beni bu yolda fazlasıyla motive eden bir kitap ve bir filmden bahsedeceğim sizlere; başlıktan da anlamışsınızdır gerçi :) Küçük Mucizeler Dükkanı ve Fight Club... Önce kitapla başlayalım...

Küçük Mucizeler Dükkanı'na konu olan dükkanımız aslında bir tuhafiye dükkanı. Lydia adında beyin kanserini iki kez yenmiş 30'lu yaşlarında bir kadının hayata yılmadığını anlatabilmek adına en sevdiği iş olan örgü örmeye hizmet edebilecek dükkan... Lydia, Seattle'in güzel bir mahallesinde Bir Yumak Mutluluk dükkanını açıyor ve müşteri çekmek için bir örgü kursu düzenliyor. Birbirinden farklı üç kadın da bu örgü kursuna katılıyor. Alix'in çılgın, Carol'ın sevecen, Jacqueline'inse ukala halleriyle başlayan bu örgü kursu dört kadının da hayatında bambaşka ufuklar, bambaşka kapılar açıyor... "Hayatta hiçbir şey tesadüf değildir" felsefesini feminen bir öyküyle anlatan bu kitap bu yorucu günlerime bir ışık oldu. Çok güzel dersler çıkardım kendi adıma... Eğer siz de hafif, sakinleştirici ve mutluluk veren bir kitap arıyorsanız okuyun derim... Bu arada paylaşmadan edemeyeceğim, kitapta en sevdiğim cümle: "Aslında Carol çiftlik peynirini hiç sevmezdi ama bu, evrene bebeğinin hatrına her türlü fedakarlığı yapacağını duyurma şekliydi. Zaten hiçbir fedakarlık sevilerek yapılmazdı."
Ayrıca bugün daha önce izlemediğim(ve evet biliyorum şu an hepiniz "oha, yuh, yok artık" gibi naralar atacaksınız) Fight Club'ı izledim... Filmi hepiniz izlemişsiniz diye anlatmıyorum :) Ancak testosteron yüklü bu filmden de ben çok güzel dersler çıkardım kendime. Sırasıyla paylaşıyorum :)
1. Brad Pitt çok yakışıklı :) O zamanlar daha bir taşmış; Allah Angelina'sına bağışlasın.
2. Edward Norton ne adam yahu, sessiz sedasız ama başarılı bir sinema kariyeri olan kendi çapında karizmatik bir kişilik :) sevdim kendilerini :))
3. Sanırım kendimize Jack gibi hayali yakışıklı ve bir o kadar tehlikeli Tyler yaratmamak için yaşam felsefemiz "Let it go" olmalı... Herşey mükemmel olmak zorunda değil, bırakalım böyle kalsın değil mi?
Kendinize "iyi" bakın :))